12 Eylül 2010 Pazar

Seyir Defteri (Gürcistan-2)

 Baş Tarafı Şurada

Tiflis (Tbilisi), adım başı karşıma çıkan döviz büroları ve kimi lüks, kimi kahvehane görünümündeki kumarhaneleriyle, geniş caddeleri boyu dizilmiş güzel binalarıyla aklımda  kalacak en çok. Türk lokantalarıyla karşılaştıkça, bize benzeyen simalara rastladıkça, Türk plakalı araçları gördükçe, Türkiye'den çalışmak için veya evlenip yaşamak için gelen insanların varlığına şahit oldukça Türkiye'de geziyormuşsunuz hissine kapılacaksınız sanırım. Fakat bu kendini evinde hissetme durumu Gürcü alfabesinin farklılığı, Gürcüce veya Rusça bilmemeniz durumunda yaşamanızın muhtemel olacağı zorlukla ortadan kaybolacak. Klasik tabirle "derdinizi anlatacak kadar" Gürcüce bilmeniz, o yoksa Rusça, o da yoksa  İngilizce bilmeniz 3-5 günlük Gürcistan seyahatinizde size pekala yardımcı olacaktır. Bazı alışveriş mekanları özellikle İngilizce bilen personel çalıştıryor. Sanırım bunda Tiflisin "küresel" inşaat şirketleri tarafından kuşatılmasının ve bu şirketlerde yüzlerce "müşteri" çalışıyor olmasının etkisi büyük.




Banu Avar'ın çevremizi saran ülkelerin iç yapılarını anlattığı "Böl ve Yut/Batının Politikaları Bugün De Aynı" adlı kitabın Gürcistan bölümünü okuyarak gittiyseniz, Avar'ın çizdiği Gürcistan portresine çok yakın bir durumla karşılaşmanız muhtemel.

Oldukça fakir bir ülke Gürcistan. Gelir dağılımının ne kadar adaletsiz olduğunu anlamak için 24 saat geçirmek bile yeterli sanırım. Orta sınıf kavramı yok, iş yok, aldıkları maaşlar komik.



Aklımda kalanlardan kısa kısa;
  • 1970-80 model Lada otomobiller ne kadar bolsa, yepyeni lüks otomobiller de o kadar bol.
  • Gürcüler oldukça dindar, sık sık kiliseye gidiyorlar (Ortodoks olduklarını da belirteyim).
  • Çevirmeli telefonu olan bir postane, kontörlü telefon dükkanı bulamadım.
  • Tifliste eski bir metro var.
  • Batum çok yakın bir zaman içinde civarın turizm merkezi olabilir. Her yer otel inşaatı ile dolu. Bence bizim pastamızdan da bir parmak alabilirler.